Geri Dön

Suça Sürüklenen Çocuklar(SSÇ): Hukuki Çerçeve, Haklar Ve Toplumsal Sorumluluk

Konu: Suça Sürüklenen Çocuklar(SSÇ): Hukuki Çerçeve, Haklar Ve Toplumsal Sorumlul
Suça Sürüklenen Çocuklar(SSÇ): Hukuki Çerçeve, Haklar Ve Toplumsal Sorumluluk

Suça Sürüklenen Çocuklar(SSÇ): Hukuki Çerçeve, Haklar Ve Toplumsal Sorumluluk

Çocukların suçla karşı karşıya kalması, yalnızca bir bireyin değil toplumun geleceğini ilgilendiren çok ciddi bir meseledir. Hukukumuzda suç işlediği iddia edilen ya da mağdur konumunda bulunan çocuklara “suça sürüklenen çocuk” denir. Bu kavram, suç işlediği iddia edilen çocuğu damgalamamak ve asıl amacın çocuğu topluma kazandırmak olduğunu vurgulamak için kullanılmaktadır.


1. Suça Sürüklenen Çocuk Kimdir?

18 yaşını doldurmamış bir çocuğun, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlemesi, mağdur konumunda olması veya işlediği iddiasıyla yargı süreci yaşaması durumunda, o çocuk “suça sürüklenen çocuk” kabul edilir. Çocukların hukuki sorumlulukları, yetişkinlerden farklı olarak daha sınırlıdır. Bunun nedeni, çocuğun gelişim sürecinde olması, davranışlarının olgunlaşmamış bir kişilikten kaynaklanması ve gelecekte topluma yeniden kazandırılabilme ihtimalinin güçlü görülmesidir.


2. Çocuk Hakları ve Uluslararası Sözleşmeler

Çocukların korunması, yalnızca ulusal kanunlarla değil, uluslararası düzenlemelerle de güvence altına alınmıştır.

  • Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (BM, 1989): Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşme, çocuğun yaşama, eğitim, korunma, katılım ve gelişme haklarını güvence altına alır.
  • Çocuk Koruma Kanunu (2005): Türkiye’de çocukların yargılanma sürecinde korunmalarını, haklarının gözetilmesini ve cezalandırma yerine eğitime, rehabilitasyona yönlendirilmesini amaçlar.

Bu yasal çerçeveye göre çocuk, her koşulda öncelikle korunması gereken birey olarak kabul edilir.


3. Cezai Yaptırımlar ve Adalet Bakanlığı’nın Çalışmaları

Türkiye’de çocuklara verilen cezai yaptırımlar, yetişkinlerden daha hafif düzenlenmiştir. Çocuklara doğrudan hapis cezası yerine genellikle şu yaptırımlar uygulanır:

  • Eğitim programlarına yönlendirme
  • Denetimli serbestlik
  • Sosyal hizmet desteği
  • Aile danışmanlığı

Ancak son yıllarda çocuk suçluluğunun artması nedeniyle Adalet Bakanlığı, suça sürüklenen çocuklara yönelik yeni düzenlemeler üzerinde çalışmaktadır. Özellikle ağır şiddet suçlarında yüksek cezaların verilmesi gündeme gelmiştir. Bunun amacı, caydırıcılığı artırmak ve çocuğu suça yönlendiren yetişkinlerin çocukları kolay bir “suç aracı” olarak görmesini engellemektir.


4. Çocukların Suçta Kullanılması

Çocukların cezai sorumluluklarının sınırlı olması, maalesef bazı suç örgütlerinin çocukları suça yönlendirmesine neden olmaktadır.

  • Hırsızlık, uyuşturucu ticareti, gasp gibi suçlarda çocukların ön plana çıkarıldığı görülmektedir.
  • Çünkü çocukların cezai yaptırımları daha hafif olduğundan, suç örgütleri bu durumu istismar etmektedir.

Bu nedenle hem ailelerin bilinçlendirilmesi hem de devletin çocukları suç örgütlerinden koruyacak önleyici tedbirler alması büyük önem taşır.


5. Dünyadan Bir Örnek: ABD’de “Gençler İçin Yedi Ölümcül Günah Yasası”

Tarihe not düşülmesi gereken önemli yasalardan biri, Amerika Birleşik Devletleri’nde kabul edilen **“Seven Deadly Sins Law” (Yedi Ölümcül Günah Yasası)**dır.

Bu yasa, genç suçlular arasında özellikle şiddet suçları ile mücadele etmek amacıyla çıkarılmıştır. Yasa kapsamında; cinayet, silahlı soygun, tecavüz, adam kaçırma gibi ağır suçları işleyen çocuklar, yetişkinlerle aynı şekilde yargılanmaya başlanmıştır.

Bu düzenlemenin ardından ABD’de gençler arasında ağır şiddet suçlarının oranında azalma görülmüştür. Ancak bu yasa, çocukların topluma yeniden kazandırılması açısından tartışmalara da yol açmıştır. Yine de önemli bir örnek olarak hukuk tarihine geçmiştir.


6. Toplumun Sorumluluğu ve Çözüm Yolları

Çocukların suça sürüklenmesini engellemek, yalnızca ceza artırımıyla sağlanabilecek bir şey değildir. Asıl önemli olan:

  • Ailelerin bilinçli olması,
  • Çocukların eğitim hayatında desteklenmesi,
  • Sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi,
  • Çocuğun doğru rol modellerle yetiştirilmesi,
  • Devletin çocuk dostu politikalar geliştirmesidir.

Çocuğu “suçlu” olarak görmek yerine, onu “korunması gereken bir birey” olarak ele almak hem insani hem de hukuki bir zorunluluktur.


Sonuç: Suça sürüklenen çocuklara yönelik hukuki düzenlemeler, hem onları korumayı hem de topluma kazandırmayı hedefler. Ancak çocukların suçta kullanılmasının önüne geçmek için toplumsal bilinçlenme, devlet desteği ve eğitim politikaları en az cezai yaptırımlar kadar önemlidir.

 

Yazar
Yazar
Ahmet Talip Emre Öztürk