3. KİŞİNİN YÖNÜNDEN DAVA KONUSU EDİLECEK USULSÜZ TEBLİGAT İLE İLGİLİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
- Bu dava için davalı, dosya borçlusu olarak mı yoksa İcra İflas Kanunu uyarınca 89/1 gönderen alacaklı olarak mı gösterilecektir?
Üçüncü kişi, menfi tespit davasını takip alacaklısına karşı açmalıdır. Bu davanın yanında takip borçlusuna karşı İİK 72’ye dayalı menfi tespit davası açmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu halde biri diğerinin sonucunu etkileyeceğinden ve usul ekonomisi gereği her iki davanın birleştirilmesine karar verilebilecektir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1995/19-629 Esas, 1995/1080 Karar sayılı ve 13.12.1995 tarihli kararında; “İİK’nun 89.maddesi uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarnamesiyle üçüncü kişi şeklen, geçici olarak da olsa borçlu duruma düşürülmüştür. Bu nedenle takip borçlusuna borçlu bulunmadığına yönelik İİK 72’ye dayalı menfi tespit davası açmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Esasen hakkında yapılan takibe süresinde itiraz etmeyerek ödeme emrini şeklen kesinleşmesine sebep olan borçluya menfi tespit davası açma imkânı verilirken, 89/1 haciz ihbarnamesi ile borçlu duruma düşürülen İİK 72.maddesine göre takip borçlusuna karşı menfi tespit davası açma imkânından mahrum edilmemelidir. Üçüncü şahıs, takip borçlusu aleyhine açacağı menfi tespit davası İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca takip alacaklısına karşı açacağı menfi tespit davasına ön mesele teşkil edecektir. Diğer bir anlatımla üçüncü şahsın takip borçlusuna borcu bulunup bulunmadığına yönelik menfi tespit davasının sonucu beklenecektir. Biri diğerinin sonucuna bağlı iki davanın birlikte görülebileceği HMK.’nın 45/3 maddesinde hükme bağlanmıştır. İki davanın varlığı ve iki dava arasındaki ilişkiyi dikkate alarak davaların birlikte görülmesi gerektiği, usul ekonomisi yönünden de birlikte görülmesinde fayda vardır.” demek suretiyle davaların birleştirilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Menfi tespit davasının üçüncü kişi tarafından takip alacaklısı ve borçlusuna karşı açılabileceği söylenebilecektir. Üçüncü kişi, salt alacaklıyı hasım (davalı) gösterip menfi tespit davasını kaybederse dava konusu borcu ödedikten sonra takip borçlusuna karşı haksız zenginleşme davası açabilir. Zira bu davada üçüncü kişi aleyhine verilen hüküm, davada taraf olmayan takip borçlusuna kesin hüküm itirazında bulunma hakkı vermez. Takip borçlusunun, takip alacaklısı aleyhine İcra ve İflâs Kanunu 72. maddesine dayalı bir menfi tespit davası açmasına yasal engel yoktur. Borçlunun, takip alacaklısına açmış olduğu bu nitelikteki bir menfi tespit davasını kazanması halinde, üçüncü kişide mevcut olduğu iddia edilen para üzerinde haciz kalkar. Bu halde, üçüncü kişinin, takip alacaklısına karşı İcra ve İflâs Kanunu 89/3’e dayalı açmış olduğu menfi tespit davası konusuz kalır.
- Örnek harç miktarı hesaplaması:
AYRINTILI HESAP DÖKÜMÜ
---------------------------
Mahkeme Türü :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava Değeri: 60000 TL
---------------------------
Başvuru Harcı: 615.4 TL
Dosya Gideri: 22.1 TL
Peşin Harç: 1024.650 TL
Tebligat Gideri: 870 TL
Vekalet Suret Harcı: 0 TL
Bilirkişi Ücreti :2700 TL
Keşif Gideri :4761.5 TL
Tanık Gideri :561 TL
Diğer İş Ve İşlemler :400 TL
---------------------------
Toplam :10954.65 TL
*Dava açılırken yatırılacak harca ilişkin olarak İİK 89/3 son cümle gereği üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davası maktu harca tabidir. İİK 72’ye dayalı menfi tespit davası ise nispi harca tabidir.
- İİK md. 89/3 mucibince karşı tarafa açılan menfi tespit davalarında, ispat yükünün kimin üzerinde olduğuna dair Yargıtay Kararı:
T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2016/12215 K. 2017/7293 T. 25.10.2017
Dava, İİK 89/3 maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit sitemine ilişkindir. İİK 89. maddesi uyarınca 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine 7 gün içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle borç zimmetinde sayılan üçüncü kişi İİK 89/3. maddesi gereğince 3. haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük süre içinde menfi tespit davası açtığı takdirde bu davada üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispata mecburdur. Mahkemece, açık yasa hükmü göz önüne alınarak ispat yükünün davacı 3. şahısta olduğu gözetilmeksizin ispat külfetinde yanılgıya düşerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
- Mahkemelerin hangi kriterlere göre karar verdiğine ilişkin örnek Yargıtay kararı:
Tespitlerden Sonra Deliller Toplanıp Üçüncü Kişi ve Borçlunun Defter ve Kayıtları Üzerinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılarak İhbarnamenin Tebliğ Tarihinde Borçlunun Üçüncü Kişiden İstenebilir Kesin Nitelikte Bir Alacağının Bulunup Bulunmadığı Belirlenerek Karar Verilmesi Gerektiğine Dair Yargıtay Kararı
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2016/23967 K. 2017/14705 T. 28.11.2017
Mahkemece; öncelikle, her iki takip dosyası celbedilerek anılan ihbarnamelerin davalı üçüncü kişiye hangi tarihlerde tebliğ edildiği, üçüncü kişinin bu ihbarnamelere süresinde itiraz edip etmediği hususları tespit edilmeli, ancak bu tespitlerden sonra işin esası yönünden İİK 89/4. maddesinin açık hükmüne göre, genel hükümlere göre yargılama yapılarak tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp, üçüncü kişinin ve borçlunun defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde, borçlunun üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.